2 Mayıs 2010 Pazar

Sahaflar - kitapçılar, Elyazmaları bölüm V, öykü; Kitap kokusu, yazarak kendine dönme istenci verir insana; On ikinci yazı

Kitap kokusu, matbaa, mürekkep kokusu, kağıt kokusu, sıcaktan, nemden yeraltında korunan eski kitap kokusu... Kitap kokusu, yazarak kendine dönme istenci verir insana. İnsan olmadan kitap, kitap olmadan insan olmaz dedim daha ilk başlarda. İnsanı yazmaya doğru çekip götürenlerin arasında kitap kokusu da vardır. Korku çağları boyunca kitap varlıksal gücünü dayatır ve duyumsatırken, koku duyumu ile insanı çeker.

Kitap okumadan uzak korku çağında kitap kokusu çılgınlığı başlar. Bu koku peşinde koşma ve bunu bulamıyorsa geceleri sayıklama da vardır yazar olmanın keşif masasında. Yazmayarak kendinden kaçan insan tanımaz bu kokuyu ve bu koku gelince sarsılmaz. Eski çağlarda gizli saklı kitap okuyanlar, okudukları için suçlanarak yakılan insanlar oldu.

Sorgulama yapılmıyordu bu insanlar içeriye alındıklarında.

Eski kitaplar, bu kişilere yaklaştırılıyor ve fakat kitaplar bu insanların ellerine verilmiyordu. Bir kitap işkencesiydi bu.

Bunları kara mizah sananlar olacaktır. Evet kara mizah! Kara mizah güldürmez, rahatsız eder ve bunun için de kara mizahtır, diyenler çıkacaktır. Bu satırların yazarı diyor ki; kara mizah güldürmüyorsa, ağlatır. Dahası var!

Kitap okusunu alıp kitaba el süremeyenlerin bazıları çıldırır, buradan yakılmaya göderilirdi; onlara büyücü ve cadı yaftası takılırdı. O insan bugün de var! Şimdi teknolojik yıkım tehditi karşısındaki yine o insandır. Kitap, kağıt, mürekkep kokusu almadan yazmanın yollarını arayan da o.

Şimdi 'Elyazmaları' adlı öyküyü kaldığı yerden izleyelim.
Sevgi, İçtenlik...
Tekin SonMez, 2 Mayıs 2010'O yıl annem ve babam, erken giden kışın ardı sıra açılan kitap pazarından çok yüklü kitaplar aldılar. Bunların büyük bir bölümü deve, katır ve hacı kervanlarıyla Doğu’dan geldi.

'Beş yıl önce ısmarlanan elyazmaları ve bir bölümü taşbaskı olduğu için annem ve babam her ikisi de çok heyecanlıydı. o kitapların hangi dilde yazıldıklarını sorsanız söyleyemem.

'Dünyanın ilk dilleri, ilk alfabeleri neyse onlar da o dillerle yazılmış olmalılar. Şimdi her sabah ilkin onların bulundukları bölmeyi geziyorum. İlk atladığım eşik onlarındır.

'Bu kitaplar evimizin odalarındaki raflarda duruyor. Erken giden kar sonrası yaşanan hengameli bahar, yaz ve güzden sonra erken gelen karla insanlar yuvalarına döndü. En çok sayıda kitap o kış okundu. Galiba son kış oldu bu. Artık, kimsenin gelip bu papirüsleri okuduğu yok.

'Yazı peşinde koşan seyyahlar tarafından kapımız da açılmıyor. Nereye gitti kitap seyyahları, bilen yok.'

Elyazmaları, Tekin SonMez, Kars Platosu Öyküleri, NİS Media Ya, ilk bası 2004, İst.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder