2 Mayıs 2011 Pazartesi

Turkuaz renkli takım, sahaya tam pres hakim.. Top koşturuyor, Sayın Nedret İşli konuşuyor...

Biraz da futbol heyecanı sardı. bazı yazarlar ayaktopu der. Ben futbol diye yazdım. Sahaf kitap blog, bir anlamda sonuna doğru koşuyor. Bu nasıl oldu? Yakında bir sürpriz ile karşınızda olacak bu çalışmalar. Futbol diye başladım, inat ettim ayak topu demiyorum ve konuyu sürdürüyorum. Görelim bakalım ne olacak ben de merak ediyorum.

Turkuaz renkli takım, sahaya tam pres hakim, özellikle santrfor gibi top kovalayan ve 1978 yılında Pertevniyal Lisesi’nden mezun olan Nedret Bey hem sol kanatta hem de sağ kanatta top sürüyor, her iki ayağıyla, zarif vuruşlarla sahayı enine boyuna koşuyor. Aslında Püzant Bey de Nedret Bey de daha çok gelişine göre topa vuruyorlar...

Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez, 2 Mayıs 2011, StockholmBir sahne canlandıralım! Farklı açıdan Nedret Bey, Püzant Bey’e hızlı ve hiç beklenilmedik bir pas verdi. Üçümüz yakın alandayız. Püzant Bey gelen topa bakıyor ve onu izliyor. Çok hızlı oldu bu pas ve Püzant Bey boş bir noktadayken, top Nedret Bey’in ayağından çıktı. Top hızlı gitmedi de, verilen pas kime gidecek diye bir boşluk oluştu sahada ve Püzant Bey topa bakıyor. Vurmak istemediği de söylenebilir.

Nedret Bey bir anda koptu, kendi pasına yetişti, sahada sıkışma yok, dar alan savunması da yok, rakip bastırmıyor, kendi pasına yetişen Nedret Bey, topla oynamaya başladı ve dedi ki: “Tekin Bey’in yaptığı kitaplar, çalışmalar söyleşilerin toparlanmasıyla ilgili olarak,” burada topu dizinin üstüne alan Nedret Bey, çevreye baktı, topu kafa vuruşu hizasına dek yükseltti ve vurdu top kaleye doğru köşeden süzülüyor, gol olacak mı birşey diyemiyorum.

Çünkü top yuvarlaktır, biraz da falsolu bir vuruşla kaleye giderken görüyoruz topu, neyse Nedret Bey topun gidişine göre kollarını önde kenetledi, Püzant Bey’e baktı ve dedi ki;“bence modern çağın bir nevi tarihçiliğini yapıyor Tekin Bey.”

Şimdi buradan göremiyorum, önceki top gol oldu mu birşey diyemiyorum, fakat o sırada top taşıyıcıları yeni bir top getirdi ve Nedret Bey’in önüne bıraktılar.

Nedret Bey gelen topa ve kale yönüne ve Püzant Bey’e ve bu satırların yazarına döndü baktı, ikinci top ayağında, topla oynamak hoşuna gitmiş olmalı ki bu kez sahayı enine topla birlikte koşuyor, taca atmadan geri döndü Nedret Bey, Püzant Bey’e pas verecekmiş gibi, dedi ki; “Teknolojiden de yararlanarak, bizim gibi yazı, çizi.. ben kendimi biraz farklı hissediyorum, çünkü ben epey makale vesaire yazdım ama.. mesela Püzant Bey birikimini ve yaşadıklarını yazıya aktaran bir kişi değil. Daha çok nakli olarak, söyleşilerle..”

(Sürecek)

Fotoğraflar Feryal Özkale Sönmez

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder