Turgay Bey’in... sarayı diyelim ya da hazinesi diyelim, ya da definesi diyelim, oradayız.
Kaptansız büyük denizlere açılmak sarsar insanı. Bir de kitaplar okyanusu varsa önde ve tekne çatıdıyorsa daha açılmadan enginlere ya tekne değişir ya da bir kaptan aranır. Bu satırların yazarı, çatırdayan küçük bir tekne ile büyük dalgalarla boğuşa boğuşa sonunda küreklere asılarak bir kumsala ulaştı bu yıl ortalarında. Tekne varsa kaptan da olacak. Her taraf kitaplar, haritalar... Pusula ve çıpa, ip, urgan ne gerekse hepsi burada. Kitaplarla büyük denizlere açılmak için sonunda kaptanımız da var. Kaptan Turgay Erol da burada.
Değerli İzleyici,
Kitap sahaf blog, bir ilke imza atmak ve gövde gösterisi yapmak için küpeştelerin hizasında, güverteyi kitaplarla doldurdu. İskarmoz bağlarına tutturulan dikmeler, kitapların ağırlığı ile gerildi. Türkiye sahillerine balıkçılara kitap taşıyan bir tekne diyelim buna. Erol Kaptan, diyor ki; Tekin Bey, daha 2003’e kadar... Türkiye kıyıları rehberi yoktu. Nasıl yoktu, bir Türk tarafından yazılmış bir şey yoktu,’ diyor. Biz işte şimdi Turgay Erol tarafından basılmış rehber kitabıyla yola çıkmaya çalışaşacağız. Sonunda bu da oldu.
Sevgi içtenlik...
Tekin SonMez, 8 Eylül 2011, Pera, BeyoğluTurgay Bey doğrudan konuya girelim.. şöyle.. nasıl oldu da denizcilikle ilgili kitapları toplama eğilimi başladı sizde?
Anlatayım onu Tekin Bey, ilk önce denizcilikle ilgili her tür, ne karşıma çıkarsa toplamaya çalıştım. Yani dümeninden, artık brövesinden... gibi.. düğmelere kadar ve fakat, ne toplarsanız toplayın mutlaka bu topladığınız şeyleri de bir yerden ne olduğunu anlamaya çalışmanız gerekiyor. Yani bir referans gerekiyor. Dolayısıyla bütün toplanan şey... asıl toplanması gereken şeyin kitap olduğuna karar verdim.
Kitap! Sonunda buradan geldi.. buraya dek algıladıklarımla kendim için bir özet yapacağım. Denizcilikle ilgili ne varsa bröve, dümen ne varsa toplama kararı içinde ilk başta kitap yok. Fakat toplama sonunda her yol kitap dedi size. Buraya geldik. Burası kaptan adı ile tanınan Turgay Bey’in Denizler Kitabevi. Her yerde kaptanlar ya da denizcilik kitapları... Turgay Bey için ilginç bir seyrüsefer haritası çizilmiş. Turgay Bey’i biraz daha tanıyabilir miyim? Doğum yeri neresi?
Ankara’da (1967) doğdum fakat daha sonra Deniz Lisesi, Deniz Harp Okulu, iki sene teğmenlik sonra da ticari bahriyelide de beş altı sene kadar uzak yol olarak kaptanlık yaptım. Çalıştım, ama dolayısıyla özellikle deniz lisesini Heybeliada’da bitirdiğimden itibaren denizcilikle ilgili herşeyi toplamaya çalıştım.
Peki kitap nasıl dokundu, kaç yaşında? Ailede kitap anne baba ilişkisi ya da kısaca Nasıl oldu, toplama sürerken o sıda kitap nasıl dokundu?
Ailemizde böyle bir şey yok. Kitap obje olarak yoktu.
Ailede obje olarak kitap yoktu, okulda mı kitap öne geldi?
E tabii. Yani küçükken o Tommiks Teksas gibi şeyler.. Ama o kadar etkisi olmadı yani...
Peki Turgay Bey sözü balla kestim. Kitabın nesi ilgi çekti? Kitabın bu konuda daha belgesel olacağını mı düşündün de kitaba yöneldin? Biriktirme düğmelerden başladı kitaba gelinceye dek..
Yani şöyle söyleyim, Tekin Bey, düğme önemli değil düşünün ki bir para koleksiyonu yapıyorsunuz ki ben lise birdeyken son altı parça para koleksiyonu yapmaya başlamıştım.
Durun bakalım Denizler Kitabevi tarihi de burada gizli galiba. Lise birde, başladı.. para koleksiyonu...
Evet.. Fakat tabii bilirsiniz ki o sikkeler mecidiyeler vesaireler hepsi birbirinin aynıdır aslında. Bunların arasındaki nüanslarını, önemini, hangisinin daha değerli olduğunu anlayabilmek için size bir referans gerekiyordur. Dolayısıyla objenin kendisinin bir önemi olmadığını asıl kıymetli olanın bilgi olduğunu hissederek denizcilikle ilgili olduğum için de bütün o elimdekileri, o yapmaya çalıştığım ufak tefek koleksiyonları, hepsini elimden çıkararak İstanbul’u gezip ne kadar denizcilikle ilgili kitap varsa toplamak istedim. (Sürecek)
Söyleşi: 26 Ağustos 2011, İstanbul, Beyoğlu
Fotoğraflar: Feryal Özkale Sönmez
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder