1 Eylül 2010 Çarşamba

Herkes neden sahaf olamaz! 'Kitapla ilk zehirlenmeyi altı yedi yaş dolaylarında yaşadığını' söyleyen Sayın Püzant Akbaş ile söyleşi; On dokuzuncu yazı

Her yazmayı bilen, her okumayı bilen arasında yeti farkı olur. Belki de bundan herkes sahaf olamaz.

Belki de bundan her kitap herkes için değildir. Yazmanın sınırları ile okumanın sınırları da benzer değildir.İyi okur fakat yazamaz. Yazar, yazar da yazdığı yazın olmaz. Okur okur da her okuduğunu, algı dağarına eşit oranda alamaz. Kitap insan ilişkisi, yeme içme ilişkisi gibi sanılır.

Değerli İzleyici,

Her insanda olan yeme içme yetisi gibi belirti verir ilk başta. Yeti için her insanın yaratılışı ile sınırlanan bir durum olmalı.

Böyle olduğu için okulu olmayan meslekler ortaya çıktı. Yazarlık gibi, okulu olmayan sahaflık mesleği söz konusudur.

Sayın Emin Nedret İşli'nin söylediği;“böyle hiç kimsenin yazmadığı çizmediği bilemediği ve kayıtlarda olmayan ama kulaktan kulağa devredilen.. ama çok ince, böyle zarif noktalara değinen birtakım bilgileri...' bu kez Sayın Püzant Akbaş ile söyleşiyoruz ve yılların deneyimi ile Nedret Bey de burada...
Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez
T; Sayın Püzant Akbaş, sizin de Emin Bey gibi hevesli yıllarda, kitapla ilgili bir maceranız oldu mu?”
P.A.: Ben istanbul doğumluyum 1949. Bu mesleğe başlamam 1983’leri bulur. Tesadüfen değil ama ondan çok daha evvel, okul yıllarında filan.. Biraz daha geriye gidelim, 16.. 15-16 yaşlarındaydım, bana hediye edilen bir kitapla başlamıştır benim, böyle eski kitaba olan ilgim alakam sevgim.. zehirlenmem..
T.S.: “Sevginin, ilginin fazlası anlamı çıkıyor bundan biraz... Siz ‘zehirlenme,’ dediniz. Nasıl oldu bu?
P.A.: Yaa hakikaten bu zehir insanın damarına girdikten sonra bir daha çıkması çok zor. Hoş ben ve Nedret, tahmin ediyorum o da aynısını düşünüyor, biz çok iyi iki ortak olduk. Yani uzun yıllardır birbirimizi tanıyoruz, 74’lü yıllardan beri..
C Sayın Akbaş.. sizin kitapla tanışmanız.. ailede, arka planda bir kitap birikimi var mı?
P. A; Var! Muhakkak var. Benim babam, rahmetli, daha doğrusu üvey babam, bayağı sıkı bir yazardı. Ermeni edebiyatında olsun, gazetecilikte olsun, ondan gelen bir alışkanlık da olmuştur bende muhakkak.
T.S.: Üvey babanızının kitaplarıyla olan serüveni anlatır mısınız? Kaç yaşındaydınız ?
P.A.: Annem ikinci evliliğini yaptığı zaman ben altı, yedi yaşlarındaydım ve doğrudan doğruya kitaba ulaştım.. adamcağızın, rahmet üstünde olsun, işlerinden dolayı bayağı büyük bir kütüphanesi vardı...
T.S.: Kitabı altı yedi yaşında, ‘bayağı büyük bir kütüphanede’ tanımışsınız. Ne şans! Bu kitaplar size mi kaldı?
P.A.: Hayır! Bana kalmadı, onun da bir kızı ve bir oğlu vardı.. ama ben yıllar içinde topladığım kitaplarla, Nedret beyin de olduğu gibi evimde.. çok güzel bir koleksiyon yaptım, kütüphanem var. Yani devamlı müracaat edebileceğim bir kütüphanem var, onlardan çok çok yararlanırım.
T.S.: İlk zehirlenme altı yedi yaş dolayları... İkinci bir zehirlenme.. kaç yaşında, nerde başladı?
P.A.: On altı, on yedi yaşındaydım herhalde, bu zehirlenme ortaokul yıllarında.. bana yılbaşında hediye edilen bir kitapla başladı ve ondan sonra da devam etti...
T.S.: Kitabı hatırlıyor musunuz?
P.A.: Hatırlıyorum tabii, Ermenice İngilizce bir lügattı bu. Tahmin ediyorum 1856 baskısı bir kitaptı.. halen de durur evimde. Yani aynen duruyor.
E.N.: Ben benimkileri sattım, ilk topladığım kitapları sattım, kurtuldum.
P.A.: Tabii ki Nedret’in burda çok doğru sözü, biz mesela, tam amatörüz ama öbür tarafımız da profesyonel olarak bakar bu işe. Çünkü bu bizim ekmeğimiz, bu bizim ailemizi geçindirdiğimiz mesleğimiz, bu kadar yıldır bunu meslek edindik. Efendime söyleyim, eğer tabiri caizse yedik içtik kitap topladık ve kendimize göre rahat bir hayat da sürdük yani.
T.S.: Bazı sahaflar kitapları satamıyorlar. Siz de iki ortak o grubun içine mi giriyorsunuz?
P.A.: Aa! Şimdi efendim bu biraz şey, sahaf dediğiniz zaman, Nedret beyin söylediklerini kabul ediyorum. Ona ilave edeceğim bir şey de var, ilişki çok mühim sahaf için. Yani biz sahafı kitapçıdan ayırıyoruz.Tekin SonMez, 23 Haziran 2010, Beyoğlu, İstanbul
Fotoğraflar; Feryal Özkale Sönmez

1 yorum:

  1. https://www.facebook.com/kutuphanesever?ref=hl

    ***
    Sayın Sönmez,

    9 Aralık 2012 tarihli haberlerimizden birinde blog adınızı da belirterek sahaflar ile ilgili değerlendirmelerinizi takipçilerimizle paylaştık. Kütüphane ve kitap ilgi alanınızdaysa, sizi de arada bir Facebook sayfalarımıza bekleriz.

    Sevgi ve Saygılarımızla,

    Merve Kutun

    Kütüphaneleri Seviyorum
    Gönüllü İletişim Destekçisi


    iletisimpark@yahoo.com
    www.iletisimpark.blogspot.com

    YanıtlaSil